Dünyadaki En Popüler Madde CO2 Depolamak İçin Harika Bir Aday
Küresel ısınmaya karşı verilen mücadelede yeni bir adım atıldı.
Dünya salınan tüm karbondioksit nedeniyle hızla ısınıyor. Atmosferdeki tüm CO2 bir şekilde yakalansa bile sonrasında akıbetinin ne olacağı hâlâ sorun teşkil ediyor.
Buna getirilen çözümlerden biri karbondioksiti belirli ürünlerin yapısına bilhassa betona eklemektir. Modern çağın en çok kullanılan maddesi olan betondan her yıl 10 milyar tondan fazla üretiliyor. Bilim insanları ise betonun CO2 saklamak adına en çok gelecek vadeden seçeneğimiz olduğunu düşünüyor.
Bu bulgu, Michigan Üniversitesinin yürüttüğü, 20’den fazla farklı CO2 kullanım teknolojisini analiz eden araştırmadan geliyor. Araştırmacılar, bu opsiyonlardan yalnızca dört teknolojinin çevreye fayda sağlama şansını %50’den fazla buldu. En umut verici ikinci seçenek ise betondaydı.
Peki neden beton? Michigan Üniversitesi Sürdürülebilirlik Okulu Direktörü ve makalenin yazarlarından Greg Keoleian’ın da açıkladığı gibi, olay CO2’nin moleküler yapısında bitiyor.
CO2, gaz ve kömür gibi fosil yakıtları her yaktığımızda atmosfere salınır. Değişmesi için enerji gereken, kararlı bir yapıya sahip olan CO2, bir kez atmosfere girdi mi orada sabit kalır. Gereken enerji seviyesi dönüştürülecek yapıya bağlı olarak değişir, bu nedenle harcanan enerjinin yüksek miktarlarda olmaması önemlidir. Dönüştürülen CO2’nin, harcanacak enerjiyi üretirken salınan CO2’yi dengelemesi gerekmektedir.
Keoleian, üretilen enerjinin yeniden prosese yedirilmesinin daha mantıklı olduğunu öne sürdü. Dönüştürme işlemi için yeşil enerji kullanılsa dahi üretilen enerjinin günlük hayatta kullanılmasının uzun vadede daha faydalı olacağı düşünülüyor, Önde gelen beton projeleri ise CO2’yi beton yapısına eklemek için oldukça az miktarda enerji harcıyor. Bunun nedeni, CO2‘nin betona dâhil edildiğinde, kelimenin tam anlamıyla karışıma aktarılmasıdır. Çalkalanan betonun doğal yuvarlanma hareketi CO2’yi kalsiyum karbonata dönüştürmek için yeterlidir. Kalsiyum karbonat, dolgu görevi görürken aynı zamanda betonu aktif olarak güçlendirir. Eklenen ekstra kalsiyum karbonat sayesinde beton karışımı normalden daha az bir çimento miktarıyla elde edilebilir. Çimento üretiminin çevreye verdiği zarar göz önünde bulundurulduğunda, ihtiyacın azalması çevresel bağlamda başka bir pozitif etki daha yaratmış oluyor.
Sürdürülebilir Sistemler Merkezi Araştırma Görevlisi Dwarak Ravikumar, durumu “çifte kazanç” olarak nitelendirdi.
Bu, CO2 dolgulu betonun iklim krizine getirilen mucizevi bir çözüm olduğu anlamına gelmiyor. Bazı CO2 bazlı betonlar hâlihazırda ticari olarak mevcut olsa dahi, Michigan Üniversitesi araştırmacıları, bunu yapmak için her yöntemin doğrulanması gerektiğini vurguluyor. Bunun yanı sıra, inşaat süreçleri çevreye oldukça zararlıdır. Sera gazı emisyonlarının çoğundan binalar sorumludur ve beton, altyapımızda kullanılmak için çevresel açıdan giderek daha sorunlu bir madde olarak görülüyor. Yaygın bir malzeme olmasına rağmen, beton, yaşlandıkça ortaya çıkan, zaman zaman öngörülemeyen doğası nedeniyle son zamanlarda birçok eleştiriye maruz kaldı. Haziran ayında Miami yakınlarındaki yüksek katlı bir apartman da dâhil olmak üzere son birkaç yılda çöken binaların bu düşüncedeki rolü büyük.
Keoleian, karbonu yakalamak için başka yollarımızın da olduğunun altını çiziyor. Hasattan sonra yeniden ekilerek sorumlu bir şekilde yetiştirilebilen kerestenin aynı zamanda karbonu atmosferden uzaklaştıran bir yapı malzemesi olduğuna dikkat çekti (Bir şirket havadan fazladan CO2 çekmek için “süper ağaçlar” bile üretiyor.), ancak yine de, betonda gizlenen potansiyeli görmezden gelmemek gerekiyor.
Keoleian, “Malzeme açısından beton, gezegende en yaygın kullanılan malzemedir” şeklinde belirtti. “Bunu CO2 ile hesapladığınızda, önemli getirileri olabilir.”